Ekip: Emine Yıldırım, Sevgi Erkli Dursun
Kamusal alan ile yapı birbiri ile bütünleştirilerek, arazi sınırları içerisinde oluşturulan rekreasyon alanı ile kent dokusu arasında yeni bir bağlantı oluşturuldu. Bağlantının rekreasyon tarafında bina, araç trafiğinin yoğun olduğu taraftan geriye çekilerek, insan ölçeği önemsenerek arkaya doğru yükselen kütleler oluşturulmuştur. bina önünde oluşturulan açık-yarı açık mekanlar ile sosyalleşmeleri daha doğru bulunmuştur.
Bina formu ile diğer kamu yapılarında alışılageldik şekilde kamuyu kontrollü şekilde bina dışında tutan yaklaşımın yerine, kentli ile etkileşim halinde olan, kentliye hizmet amacını pekiştiren ve kente başta bina silueti ile saygılı ve gerek önünde yarattığı kamusal alan ile gerek bu kamusal alana açılan çok amaçlı salonları ve giriş kotundaki restoranı ile kentliye hizmet eden bir yaklaşım ortaya konulmaya çalışılarak yeni bir sosyal yaşam alanı tanımlamak amaçlanmıştır.
Kütledeki kırılma ile tek uzun bir parça cephe algısını çözmüştür. Kütledeki bu parçalanma ile bina içinde ve dışında zengin perspektifler oluşturarak yaşam kalitesi yüksek mekanlar elde edilmesi amaçlanmıştır.
Su kullanımı yerel bir tasarım öğesi olarak soyutlanmış, mikro-klima etkisinin yanında çizgisel bir yönlendirici olarak kullanılmıştır. Bir tür kamusal platform olarak değerlendirilen girişler, su ve yeşilin birlikteliğinin getirdiği güçlü etki ile yaya akslarını kuvvetlendirir.