Ekip: Mimar Emine Yıldırım, Mimar Ömer Çelikkol
Merkezinde ibadet amaçlı toplanma yeri olan caminin yer aldığı külliyeler, dini ibadet işlevi dışında da insanların bir araya gelerek zaman geçirdiği önemli bir kamusal alan niteliği taşımaktadır. Kentin diğer kamusal alan niteliği taşıyan meydan, park vs. gibi insanlarla bütünleşen diğer kent katmanları ile karşılaştırıldığında, külliyelerin her ne kadar insanları kendisine çeken karakteristlik bir özelliği olsa da bütün kent kullanıcıları tarafından tam anlamı ile kullanıldığı söylenemez.
Proje alanı verileri incelendiğinde, alanda yer almakta olan mevcut cami kullanıcıları irdelendiğinde; kullanıcı kitlesinin belli olduğu, cami ve cami ile ilişkili diğer birimlerin kendi içine dönerek hep bu belli kullanıcı kitlesine hizmet ettiği tespit edilmiş, günlük hayatın koşuşturmasında kaybolan kent kullanıcısına hitap etmeyerek bu kullanıcıya sırt çevirdiği gözlemlenmiştir. Oysa ki İslam dininin dil,din,ırk, cinsiyet, yaş gözetmeden bütün İnsanoğlunu İslam dinine davet ettiği açıktır. Duvarlarla sınırlanan ve bir avlu etrafında konumlanan cami, derslik, hamam, aş evi gibi birimlerin yer aldığı geleneksel külliye kavramı projemizde günümüz koşulları da göz önünde tutularak yeniden yorumlanmaya gidilmiştir. Kamusal alan niteliği taşıyan külliyenin, bütün kent kullanıcılarına hizmet edebilmesi ve yaşamın yoğunluğuna rağmen insanların içinde yer alabilmesi için, sınırları belli olan geleneksel külliye kavramının duvarları eritilmiş, ona ulaşılmasını zorlaştıran tüm eşikler kaldırılmıştır.